Geçen gün kısa bir süre TV izledim. Daha doğrusu karım bir diziyi izliyordu dolayısıyla ben de bakmış ve görmüş oldum. O bölümde arkadaşlar arasındaki fedakarlık ele alınmıştı. 4- 5 genç kafa kafaya vermişler ve birini kurtarmaya çalışıyorlardı. O birinin fazla miktarda paraya ihtiyacı var. Hepsi de o parayı bulmak için büyük bir çaba içinde. Bir kaçı bankadan kredi çekmeye karar verdi. Bir tanesi de arkadaşı için arabasını satacak yani arabasını satıp parayı o arkadaşına verecek. Filmin tam burasında eşim bana "Hüsnü bizler neden böylesi dostluklara, böylesi arkadaşlıklara pek rastlayamıyoruz?" diye sordu.
Siz Ne Yaparsınız?
Evet, konumuz dostluklar ve arkadaşlıklar. Şu anda bu satırları okuyan sevgili okur. Senin kaç tane arkadaşın ve kaç tane dostun var. Kaçı senin için bu filmdeki gibi bu özveride bulunabilir. Veya sen bulunabilirsin. Arabasını satıp parasını verebilecek bir dostun var mı? İsterseniz arkadaş ve dostları geçip yakın akrabaları ele alalım. Kardeşiniz, teyzeniz veya dayınız da olabilir. Örneğin tek mal varlığı arabası olan kardeşiniz o arabasını satıp parasını size verir mi? Veya çok samimi olduğunuz arkadaşlarınızı ele alalım. "İçtiğimiz su ayrı gitmez" denilen cinsten, kanka veya kanki denilen arkadaşlarınız arasında tek mal varlığı olan arabasını satıp parasını rahatça size verecek olan var mı?
Bu tatsız soruya olumlu bir yanıt vermekte zorlanıyorsanız hiç üzülmeyin. Gerçekten de üzülmeyin. Laf aramızda aynı soruyu önce ben kendi kendime sordum. Aynı zamanda soruyu tersine çevirerek de sordum.
Ortak Payda Varsa
Tek mal varlığım arabam olsa kaç kişi için onu satarım. Yani sevgili okur; sen tek mal varlığın olan o arabanı bir dostun için feda edebilir misin? Eh, biraz zor değil mi? Yani benim için güç olan bir eylem doğal olarak başkaları için de güçtür.
Peki bu filmlerdeki gibi dostluklar yok mu?
Veya kalmadı mı?
Bence var ama filmlerde var. Oysa gerçek olan, günümüzde ortak bir paydaya dayanan samimi arkadaşlıklar ve dostluklardır. O kişi iş arkadaşınızdır, kapı komşunuzdur veya çocukluktan beri süren sınıf arkadaşınızdır. Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez. Ortak paydanız vardır. İş veya okul ile ilgili yoğun paylaşımlarınız olabilir. O payda sürdüğü sürece dostluğunuz sürer. Ancak diyelim ki okul bitti veya o işten çıktınız. O kişiyi yine çok seversiniz ama artık o eski dostunuzdur. Tabii ki eski dostunuzu da sık sık ararsınız.
Ama ne yazık ki zaman ile aramaların sayısı azalır. Ne kadar çok etkinlik alanınız varsa o kadar çok insan ile ortak paydanız vardır. Dans etmeyi seviyorsunuz, satranç ile uğraşıyorsunuz veya diyelim ki bir dağcısınız. Her birinde farklı farklı dostluklarınız vardır. Diyelim ki balık avı nedeniyle samimi olduğunuz bir dostunuz ile berabersiniz. Hiçbir zaman laf bitmez. Söyleşileriniz saatlerce sürebilir ve çok keyif vericidir.
Balık avı temelinde ulaştığımız varsayımlar aslında dağcılık, su altı dalgıçlığı veya dans etmek için de geçerlidir. Yaşamdan daha da keyif almayı sağlayan bu farklı faklı alanlar, farklı farklı ilişkileri ve dostlukları da beraberinde getirir. Eğer yaşantınızda böylesi bir alan yoksa sadece o kapı komşunuz ile kahve içmek dışında bir seçeneğiniz yoktur.
Gerçekte her insanın arkadaşlık ve dostluk kurma ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç sosyal bir dürtüdür. Yalnızlığın verdiği çöküntüye karşı en iyi ilaç arkadaşlıklar ve dostluklardır. Sonuç olarak varoluşsal yalnızlığın sürüklediği olumsuz duygudan kurtulmak ve daha mutlu olmak için dış dünya ile ve başka insanlarla yakın ilişkiler içine girmeye çalışırız. Samimi arkadaşlıklar ve dostluklar bu anlamda insan psikolojisi için çok gerekli ve yararlıdır.