Sevdiğim bir arkadaşım yaşadığı bir aşk ilişkisinden sonra benimle duygularını paylaşmıştı. "10 senelik evliyim. İlk günlerimiz dışında eşimle bir gecede birkaç defa seviştiğim çok ender olmuştur.
Ama geçen gece o kadınla beraber oldum. Müthiş bir kadın. Yani aşık oldum bu kadına. Sabaha kadar beş defa seviştik" dedi.
Tabii ki bir psikiyatrist olarak insanların çok özel sırlarına epeyce alışkınım. Elbette arkadaşımın hayallerini bozmamak için gerçek düşüncelerimi söylemedim. Ancak arkadaşımın beraber olduğu o kadını da tanıyorum. Hani yani, hiç de öylesine müthiş değildir. Hatta, laf aramızda arkadaşımın karısı daha genç ve güzeldir.
Peki ne olmuştu? Nasıl olmuştu da arkadaşım o gece süpermen olup beş defa sevişmişti. Besbelli ki o kadın arkadaşımı çok iyi okşamıştı.
Burada önemli olan cinsel organların okşanması değildir. Her türlü ilişkide ama özellikle aşk ilişkisinde en önemli olan egoların okşanmasıdır.
Pavyon veya gece kulüplerinde konsomatris bayanlar çalışır. Bir profesyonel olarak bu konsomatrislerin yaptığı iş fuhuş değildir. Pavyona gelen bir müşteri olarak erkek orada içkisini içerken ona eşlik ederler. Yani bir yerde erkeğin daha çok içki içmesini sağlarlar. Bu sırada yapılan muhabbetin adı da konsimasyondur.
Örneğin o konsomatris bayan söyleşi sırasında, içkisini içen o erkeğin çok yakışıklı, çekici ve etkileyici olduğunu söyleyebilir. Yani erkeğin egosunu okşar. Zaten olayın püf noktası da budur. Konsomasyonun özü egoyu okşamaktır.
Her zaman savunduğum bir tez de;
Eğer ki, evli kadınlar kocalarının egosunu yeterince okşayabilselerdi ülkemizdeki pavyonların yüzde 90'ı kapanırdı. Her erkeğin bir kullanılma kılavuzu vardır.
Aptal kadınlar erkekler ile mücadele edip, tartışarak, kavga ederek, didişerek onları mağlup etmeye çalışırlar. Akıllı kadınlar ise bu kullanılma kılavuzuna uygun olarak erkekleri çok güzel yönetirler.
Kullanma ve kullanılma kılavuzunun özü egonun okşanmasıdır. Sonuçta doğru olan tavır evli kadınların kocalarının egosunu okşamasıdır.
Elbette ki doğru olanı her şeyin karşılıklı olmasıdır. Erkekler de kadınlarının egosunu okşamalıdır. Ne kadar okşarsanız o kadar okşanırsınız.
Şimdi arkadaşımın o gece yaşadığı ilişkiyi ve olanları daha iyi anlayabiliriz. Belli ki o kadın arkadaşımı coşturmuştu. "Aman Tanrım, sen ne kadar güçlü ve mükemmel bir erkeksin" tezgahı ile dolduruşa gelen arkadaşım da o coşkuyla daha bir güçlü ve mükemmel olmuştu.
Flörtsel ilişkilerin başlagıcında genellikle herkes birbirinin egosunu okşar. Ancak daha sonra evliliklerin ilerleyen yıllarında bu ego okşamalar unutulabiliyor. Unutulabiliniyor ki profesyonel ego okşayıcılarına talep oluyor .Oysa yaşımız kaç olursa olsun, kaç yıllık evli olursak olalım en önemli psikolojik ihtiyaçlarımızdan biri de egomuzun okşanmasıdır.
"Sen ne kadar mükemmel bir erkeksin...
Senin kadar harika bir kadın görmemiştim...
Sen bambaşkasın, iyi ki seni tanımışım...
Seni hep görmek isterim" Bu sözcüklerden hoşlanmayacak olan var mı?
