Bu öykü Schiller'in bir eseri olan Polikrates'in Yüzüğü'nden alınmadır. M.Ö 500'lü yıllarda Polikrates, Sisam adasında çok güçlü bir kral olmuştu. O sıralarda Mısır'da da firavun Amasis'di. İki güçlü adam arasında bir dayanışma vardı. Amasis bir mektup ile Polikrates'i uyarır. "Sen çok güçlü bir kralsın ancak senin bu gücünü tanrılar kıskanabilir.
Tanrıların kıskançlık ile sana zarar vermelerine engel olmak için, yani başına kötü bir şey gelmesin diye kötülüğü sen davet et. Örneğin; senin için çok değerli bir şeyi tanrılara feda et" demiş. Polikrates de Amasis'in bu tavsiyesine uymak istemiş. Bu nedenle kendisi için çok değerli olan parmağındaki zümrüt yüzüğü tanrılara armağan olsun diye denizin derinliklerine fırlatmış.
Ancak öykü bu ya; bir balık yüzüğü yutmuş ve o balığı tutan balıkçı da balığı kesince yüzüğü bulmuş. Balıkçı Polikrates'e yaranmak umudu ile yüzüğü ona getirmiş. Tabii ki tanrılara feda olsun diye denize attığı yüzüğünü karşısında gören Polikrates çok bozulmuş. "Demek ki tanrılar armağanımı kabul etmedi" diyerek büyük bir üzüntü içine girmiş.
Amasis Kompleksi
Bundan sonra da her an tanrılar tarafından cezalandırılacağı endişesi içine girmiş. İşte bu öyküden yola çıkarak "Başıma kötü bir şey mi gelecek?... Ya bir olumsuzluk olursa...
Ben zaten şanssız bir insanım, mutlaka bir aksilik olacak" duygularının bir insana aşırı derece de hakim olduğu durumlara da 'Amasis Kompleksi' deniyor.
GAMLI BAYKUŞ
Panik atağı, obsesyon veya depresyon gibi rahatsızlıklarda bu olumsuzluk endişeleri doğal olarak görülebilir. Ancak herhangi bir ciddi ruhsal hastalık olmadığı halde birçok zaman, birçok insanda Amasis Kompleksi'nin izlerine rastlanabiliyor.
Gamlı baykuş tiplemesine uygun olan bu endişelerin kaynağı nedir?
Neden bazı insanlar ellerinde olmadan endişeli bir şekilde olumsuzluk beklentisi içinde oluyorlar?
Cesaret İster
Temelini erken çocukluk çağlarındaki anne ve baba ile ilişkilerinden alan sevgi gereksinimi tabii ki çok önemlidir. Temel sevgi ve özgüven yetersizliği zemininde en önemli etken suçluluk duygularıdır. Bu suçluluk duygularının kökeni gerçek veya hayali olabilir.
İşte bu şekilde birçok kişinin elinde olmadan yaşadığı olumsuzluk endişeleri yani Amasis kompleksi'nin kaynağı unutulmuş ve bastırılmış iç dünyadadır. Tabii ki sihirli bir değnek ile bu endişeleri yok etmek mümkün değildir. Ancak olumsuz duygu ve düşünceler ile mücadele etmenin ilk adımı bu konular üzerine gerçekçi bir şekilde bilinçlenmektir.
Bu nedenle kişinin kendisinin, kendi iç dünyasındaki olumsuz süreçleri aydınlatması ve daha sonra da aşması cesaret isteyen önemli bir adımdır.
Diğer yandan tüm ömrünü gamlı baykuş gibi olumsuzluk endişeleri ile yaşayan birçok insan vardır. Elbette en önemli olan karardır, yani neyi, nasıl ve ne şekilde yaşamak istediğimizdir.