Yaşamak Ve Su Altı Dünyası

Birçok zaman insanlar bana bir psikiyatrist olarak ne yaptığımı sorarlar.
Bence yaptığım en önemli iş insanlara yaşamayı öğretmeye çalışmaktır. Çok çeşitli nedenlerden dolayı insanların çoğunluğu yaşamasını bilmezler.

Yaşamanın bir sanat, bir bilgi işi olduğunu ve bir anının bile ziyan edilmemesi gerektiğini bilmezler. Böylece birçok kişinin yaptığı şey yaşamı yani zamanı hiçbir şey yapmadan boşu boşuna geçirmektir.
Yaşamı boşu boşuna öldürmenin alternatifi de "bir şeyler yapmaktır" Günlük yaşamdaki monotonluğun dışına çıkmak için herkesin herzaman yapabileceği bir şeyler vardır. Kimi insan dans ederek veya balık avlayarak kimi insan da tavla oynayarak bir şeyler yapar yani yaşamına anlam ve keyif katar.

Öncesi Eziyet

"Su altı dünyası", uzun senelerdir keşfettiğim çok zevkli ve çok eğlenceli bir çıkış kapısıdır. Gerçekten de su altı dünyasına inmek yaşamı anlamdırma açısından atılabilecek en güzel adımlardan biridir.

Eğer yaşamınızda değişikliğe önem veriyorsanız maceracı bir ruhunuz varsa ve içinizdeki çocuğun çılgınlığını hissedebiliyorsanız, su altına inebilirsiniz.

Su altına ininceye kadar sizi bekleyen oldukça zahmetli ve çileli bir uğraşıdır. Dalış elbiselerini giymek, tekne ile veya yüzerek dalış noktasına gitmek, malzemelerin hazırlanması tam bir beladır. Ama su altına indiğiniz andan itibaren dünyanız değişir. Doğanın kurallarını yıkıp balıklar dünyasında yaşamaya başlarsınız. Bilinmezlik insanda heyecan, haz ve korku yaratır.

Fobileriniz Ayaklanır

Hele hele su altı hakkında çok fazla bilginiz yoksa içinizdeki tüm fobiler ayaklanır. Otların arasından ya bir şey çıkarsa ya bir köpek balığı gelirse veya bir müren balığı sizinle dansetmek isterse...? gibi bir yığın saçma sapan düşünce aklınıza gelebilir. Adrenalin pompalanır. Heyecandan kalp atışlarınız hızlanmış ve gözleriniz tam olarak açılmıştır. Dalış arkadaşınızı gözden kaçırmadan her bir kayayı oyuğu dikkatlice incelersiniz.

Deniz kestanesi kırıp balıkları elinizle besleyebilirsiniz veya oyuğunda gizlenmeye çalışan bir ahtapotu elinizle okşayabilirsiniz. İstakozlar size merakla bakarlar. Sakince yaklaşırsanız dokunmanıza izin verirler.
Bir oyukta mürenin açılmış ağzıyla burun buruna gelebilirsiniz. Bilmeyenler, saldırmak üzere ağzını açtığını zannedebilirler. Oysa müren balığının, soluması sırasında doğal olarak, genellikle ağzı açıktır. Yani amacı tehdit değildir.

Unutulmaz Bir An

Unutamadığım bir an da su altında ahtapotların cinsel ilişkisine tanık olmamdır. Önce hareketli, kıpır kıpır tek bir ahtapot gördüğümü zannettim. Sonra çift olduğunu farkedince jeton düştü. Hemen tepelerinde röntgene geçtim. Ahtapotlar benden hiç çekinmediler. İlişki bitince biri bir oyuğa girdi diğeri de eğer erkek ise acı içinde denizin derinliklerinde kayboldu. Erkek bir kolunu ilişkiden sonra dişinin içinde bırakır. Ama kaybedilen kol bir süre sonra yerine gelir.

Tekneye veya kıyıya çıktıktan sonra bu maceranın anılarını ancak sizin gibi benzer duyguları yaşamış arkadaşlarınız ile paylaşabilirsiniz. Pek çoğumuz su altını televizyon dünyasından biliyoruz. Oysa deniz bize öylesine yakın ki. Bir maske ile suyun altına bakmak su altı dünyasının kapısını çalmaktır. Hele hele tüple denizin derinliklerine indiğinizde size uzun süre yetecek yaşam enerjisini depolamış olursunuz.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

trafikte-saygili-olmak
Trafikte Saygılı Olmak

Varsayalım ki arabanızla şehir içinde gidiyorsunuz. Bir dört yola yaklaşıyorsunuz.…

Devamını Oku
ah-bu-doktorlar
Ah Bu Doktorlar

Doktorlar toplumumuzdaki insanların çoğunun çok sevdiği ve çok nefret ettiği kişilerd…

Devamını Oku
iyilik-ve-kotuluk
İyilik Ve Kötülük

Yaşlı kızılderili reisi kulubesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğ…

Devamını Oku